23 Mart 2013 Cumartesi

Uzmanım Ben Ya!

Yıldız Teknik Üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü (BÖTE) mezunu bir gencin çilesinden bahsedeceğim bugün. Buna paralel olarak ise bölümünün adı az duyulmuş bütün arkadaşlarıma ithafen yazıyorum bu yazımı.
Başından başlamak istiyorum, o acı kararı bana aldırtan kapitalist sisteme lanet ederek. Kararım ne miydi? Tabi ki Bilgisayar bölümünü seçmek. Şunu hemen belirtmek istiyorum ki, sıkıntım bölümün içeriği, getirdiği faydaları veya noksanlıklıkları ilgili değil. Sıkıntı tamamen sosyal çevremdi. Bilgisayar bölümünü neden seçtim peki? Cevabı içimde hala bir burukluk meydana getirir, hüzünlendirir beni. Eve bilgisayar alınması meşru kılmak için o yıllarda kurduğum bir plandı. Çünkü annem "ders çalışmak için istiyorum" yalanına kanmamıştı. O dönem bu yalanın geçerliliği çok fazlaydı halbuki (Günümüzde geçerliliği yok, ailenizi kandıracaksanız daha yaratıcı olun). Durum beni daha ince bir plan kurmaya itiyordu. Aklıma yine o dönem revaçta olan bilgisayar bölümü gelmişti. Geleceği olan bir meslek dalı diye de bolca geyik dolaşıyordu bilen bilmeyen herkesin ağazında. Planı işletme vakti geldiğinde soğukkanlı ve acımasız davrandım, davranabildim. Bilgisayar bölümü öğrencisinin bilgisayarı olmaması annemin mantık süzgecinden geçemeyecekti. Bu durumu düşünmesi için ona ufak tefek düşünceler sunacaktım. Inception bir nevi. Bilgisayarı olan arkadaşlarımız daha başarılı, noktasına vurgu yapacak düşünceler olacaktı bunlar. Fikir tohumlarını ektikten sonra düşünmesi için biraz geri çekilecek, uslu bir çocuk olacaktım. Bu sayede vicdan muhasebesi ile başbaşa bırakacaktım annemi. Vicdan her zaman galip gelir buna inanırım ben. Zaman zaman ise teyzelerimin, dayılarımın önünde açardım konuyu ki destek olsunlar. Onların da desteğini almayı başarmıştım. "Uşağa bir bilgisayar al da", "Nedu yani kaç para ki", "Uşak ders etcek da", "Bir bilgisayar alamadın mi uşağa!" ünlemleri en büyük destekçim olmuştu. (da'lar Laz da'sıdır.) Kendimce 1 taşla 2 kuş vurmuştum. Hem geleceği olan bir bölüm seçmiştim hem de istediğim bilgisayarı elde etmiştim. Tüm bu kararları alırken de bir başıma almıştım. Evdekileri ikna etmiştim hem bilgisayar hem de bölüm için. Planım kusursuzca işlemiş emelime ulaşmıştım. Tam bir zafer günüydü, o günlerde..
Lise bitti, üniversite yılları başladı. Bir BÖTE'ciydim artık. 5 yıl boyunca Anneme her soruşunda aynı cevabı verdim. Okulum Yıldız Teknik, Bölümüm Böte yani Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü. Neden mi tekrarlıyordum? Çünkü Annem beni Yıldız Tepe Üniversitesinde (Zannediyorum Yıldız Teknik ve Yedi Tepe karışımı. Yedi Tepeyi nerden duymuş hiç bilmiyorum) ve bilgisayar mühendisi sanıyordu. Sanmakla kalmayıp tüm çevremize de öyle anlatıyor, aktarıyordu. Duruma bir çözüm getirmeliyim diye düşündüm. Anne, Bilgisayar Öğretmeni de bari soran olursa, diyordum. Acaba benden Lise döneminin intikamını mı alıyordu, sormadan edemedim kendime. Buraya kadar olan bölüm kısmi ölçülerde kabul edilebilir. Asıl can sıkıcı durum şu ki; Bilgisayarcıyız diye bilgisayarın her şeyinde anlıyoruz sanıyor bizi çevremiz. 20 tane makine topladım, monitör tamir ettim, güç kaynağı tamir ettim, modemlere baktım vs vs. Çok uzun bir listedir bu. Bu listede var olan ya da olacak olan çoğu konuyu anlamam, bilmem. Bilmem de beklenemez. Çoğunu bir Türk geleneği olan "Aç-Kapa" yönemiyle hallettim. Kardeşim Elektrik - Elektronik bölümü öğrencisi diye evim tüm elektrik altyapısını döşeteceklerdi az kalsın.
Eminim bu tarz durumları birçok arkadaşım yaşamıştır. Yeni nesil için daha az rastlanır bir durum olmasını temenni ediyorum. Şimdi durum bu iken, siz bu ülkede "uzmanlaşma" kavramını neye dayanarak kullanırsınız. Siz Kulak - Burun - Boğazcı iseniz komşunun mide ekşimesine bakarsınız. Ya da fıtığına. İngilizce ile ilgili herhangi bir bölümün mezunu iseniz herhangi bir kelimeyi bilememe hakkınız yok demektir. Siz bilgisayar mühendisi iseniz kuzenin kalvyesi neden bozulmuş bakarsınız. Üstüne üstlük çözüm üretmekte başarısız olursanız tepkiye maruz kalırsınız. - Nasıl bilgisayarcısın sen!, - İş olsun diye mi okuyorsun! gibi. Ama ben ile başlayan bir cümleyide dinlemezler. Boşuna uğraşmayın.
Sonra çıkıp bin satır yazar saatlerce konuşuruz, ülkemizde uzmanlaşma sayısı Avrupa ülkelerine göre çok az diye. Siz bunları konuşur veya yazarken ise, konunun muhatabı olan kısım Kadın programı izler, dizi izler. Buradan çıkarılacak ders çok basit. Bilindik bir bölüm seçin, kafa karıştırmayın sevgili seçim yapacak okurlarım. Seçmiş olanlara ise kardeşinizden bir geçmiş olsun dileği..