17 Ağustos 2012 Cuma

Giden Ardından

Bir halısaha müsabakası ardından yazıyorum bu satırları. Aklınıza "ne alaka?" gibi bir soru gelmesi muhtemel, absürt bir yazı okumanız daha muhtemel. Karşılaşmaya başlamadan önceki hazırlık döneminde, gündelik kıyafetlerden sıyrılıp forma giyme anı bu dönem, başıma gelen bir durumdan söz etmek istiyorum. Bu kısma kadar okuyan bir kısım okurlarımın bu andan itibaren okumayı bırakabilme ihtimalinin çok yüksek olmasına karşın yolumdan dönmeyeceğim.Forma ve şort kısmını zorlanmadan geçmem ne kadar olağan bir durumsa, tozluk (uzun çorap) kısmında 750 gr. vermem ve kan ter içinde kalmam bir o kadar olağandışı bir durum oluşturuyor olsa gerek. Ama sorun bende değil onda, bunu çok net söyleyebilirim. Baldır kısmına denk gelen bölüm oldukça genişti oysaki.. Lakin bilek kısmının darlığı, Pers birliklerini yerle bir eden 300 spartalının savunmasını gerçekleştirdiği o dar boğaz gibi. Nitekim 300 spartalı adamın milyonluk pers ordusuna karşı dimdik duruşunu büyük bir kısmımız biliyoruz. Yok olmuyor, zorluyor ama ayağımı o bölümden içeri sokamıyorum. "Tozluksuz çık." ibaresini kullanmayın çünkü nasıl; Tom Jerry'siz olmuyorsa, Edi Büdüsüz olmuyorsa, Galatasaraysız Fenerbahçe olmuyorsa, Andy Cole'suz Dwight Yorke olmuyorsa, simitsiz çayın tadı yoksa, mısır ekmeği olmadan hamsi öksüzse Tozluksuz kramponda aynıdır, aynı hissiyatı verir. Pes etmedim ve sonunda başardım. (Bu bir toplumsal mesajdır.) Gel gelelim asıl konuya.. Asıl tozluklarım, yani siyah nayklarım bir süre önce apansızın kayıplara karıştı. Önemsemedim önceleri. Taki bugüne dek. Onu aradı gözlerim. Ayaklarım onunla olmanın sıcaklığı özlemişti. Rahatlığına hasret kalmıştı. Bu dertler sinsilesiyle çıktığım maçta yine de başarılı sayılabilecek bir performans sergiledim. Hep aklımdaydı siyah nayklarım. Her ayağıma basılışında, tekme atışımda.. Onsuz tadı yoktu hiç bir aksiyonun. Maç bitti ve eve geldim. Sevgilisine şiir yazan bir ergen edasıyla şu dizeler döküldü kalemimden;


Bir Ağıt

Yoksun ya şimdi ayaklarım üşüyor bedenimle,
Kramponlarım da vuruyor düşüne,
Virane oldum, heder oldum peşinde,
Bilmiyorsun üşüyorum, haberin yok ölüyorum.