11 Eylül 2013 Çarşamba

Varsın Yanlış Doğruma Dokunmasın!

Çok düşünmek bazen zararlı olabilir. Bazen yorabilir, evet delirtebilir. Bu yazıyı yazarken çok düşündüğüm izlenimini vermeye çalışıyordum, özürlerimi kabul et sevgili okur. Çünkü çok düşünmedim, sadece fark ettim. Saliselik bir olay söz konusu olan. Bilen bilir, çevreme karşı bir duyarlılığım oldu su götürmez. İyi de bir gözlemci olduğumu söyleyebilirim affına sığınarak aziz okur. Bu seferki gözlemim, daha doğrusu gözlemimden yola çıkarak büyütüp olgunlaştırdığım düşüncem, Yanlışın doğruyu götürmesi üzerine.
Malumunuzdur ki yanlışlar doğruları götürüyor Türkiye'deki sınavların birçoğunda. Özellikle hayati önem taşıyan sınavlarda. Bu durum bizleri, bizden öncekileri, bizden sonrakileri çok olumsuz anlamda etkiledi, etkiliyor ve etkileyecek kanımca. Bu durum insan doğasında var olan yanlıştan kaçınma dürtüsünü körüklüyor. Büyüdükçe benliğimize yerleşen bu dürtü çevresel etmenler ile daha güçleniyor ve en derinimize nüfuz ediyor. Yanlış yapacağız diye ödümüz kopuyor, panikliyoruz. Hocamız bizi tahtaya kaldırdığında "doğru yapma ihtimali" yerine "yapmamayı" tercih ettik çoğu zaman. Hata yapmaktan korkan birey; risk almaktan da korkar. Bu da birey kendine olan inancını, güvenini zayıflatır. Türkiye gibi bu sınav kuralını kullanan ülkelerde iddia ediyorum ki girişimci oranı diğer ülkelere göre düşüktür. Öz güveni olmayan, hata yapmaktan korkan bir nesil yetiştirmek, bilinçli veya bilinçsiz, bana göre zalimliktir. Varsın 3 yanlış 1 doğrumuzu götürmesin. Zararı olmaz faydası olur bu kardeşinizden tavsiyedir.  

3 Eylül 2013 Salı

Dedemin Torunları

Bizden önceki kuşağa gıpta ile bakmaya devam ediyorum. Kafa yapıları, bana göre günümüzde büyük sorun teşkil eden tüketim çılgınlığına ket vurmuştur. Bizim kuşağımız ve alt kuşağımız kırılan "bir şey" gördüklerinde ilk düşündükleri yenisini almaktır. Üst kuşağımızda ise ilk düşünce tamir etmektir. Dolaylı olsa da bu durum bana göre farklı bir durum ile bağdaşıyor. İlişkilerimizle. Kafasında tamir etme düşüncesi yerleşmiş olan bir sevgili sorunu çözmeye, sıkıntıyı gidermeye daha istekli, arzulu olabilir. Davranışı direkt yenisi ile değiştirme, yenisi alma yönünde olan bir sevgili ise eskisi ile yenisini değiştirmeye daha yatkın olabilir. Kapitalist sistemin neredeyse tüm dünyaya yayıldığı şu günlerde, boşanma oranları ayyuka çıkmış olarak gözlemleniyor. Kapitalist sistemin kilit noktası ise tüketmek üzerinedir. Boşanma oranları ve ayrılıkların elbette onlarca farklı sebebi olabilir. Sadece sebeplerden bir tanesinin de tamir etmek ve yenisini almak arasındaki mantalite farklılığından olabileceğini düşünüyorum aziz okur. Hiç bir deneysel dayanağı yoktur. Doğruluğu ispatlanmamıştır. Naçizane bir gözlemdir bu kardeşinizden.. Yeni her zaman daha iyidir diye bir kaide yoktur, bazen tamir etmek mutluluk verir. Çünkü eskiye özlem baki kalacaktır.