6 Şubat 2011 Pazar

İfadesizlik ifadesi

Okumaya daha yeni başladınız, bu yüzden şunu belirtmekte fayda var, ne hakkında yazacağımı az çok biliyorum ama ortaya çıkan sonuç ne olur bunun kararını sizler okur olarak daha iyi verirsiniz kanımca.

İyi veya kötü, bu olgular sizin yazı sonunda varacağınız fikirlerden birisi olabilir, ya da okuduğunuz yazı o denli kötüdür ki herhangi bir fikre bile kapılmazsınız. Bunlar size kalmış olan duygulardır. Ben yazarım gerisine karışmam.. Sonuç şudur ki, siz beğenseniz de beğenmeseniz de bunlar insanları insan yapan düşüncelerin meydana getirdiği bir ürünüdür, saygı duyun..

"Kayıtsızlık" doğru kelime değil ama ilk akla geleni..

Yazdıkça düşüncelerim beynimde vücut buluyor adeta.. Fikirlerim keskinleşiyor, ortaya çıkan vücut güzelliklerinin yanında çirkinliklerini de getiriyor. İnsan dediğimiz varlığı ortaya çıkaran en belirgin iki kavramla karşı karşıya kalıyorum. Aynı zamanda bu iki kavram birbirleri için vazgeçilmezdir tıpkı diğer güçlü duyguların birbirine ihtiyacı olduğu gibi..

"Bağımlılık" doğru kelime değil ama ilk akla geleni..

Konuya ufaktan giriş yapmak için kendime bir günah keçisi buldum, bir atasözü(!).. "Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla." böyle bir ata sözünü benim atalarımın söylemiş olduğunu inkar ediyorum, belkide söylememişlerdir ama inanmamız istenen budur.
Ey bu lafı söyleyen insan evladı, neden söylemek istediklerini direkt olarak gelinine söylemiyorsun da araya aracı koyuyorsun! Gelini kırmaktan mı korkuyorsun, nasıl ifade edeceğini mi bilmiyorsun.. nedir bunu yapmaktaki amacın.
Çevrenizdeki insanlar ile olan iletişiminizde aracınız var mı? bu aracı bazen yalan, bazen sahte bir gülücük, bazende sahte bir kahkaha, bazen de içten gelmeyen bir iltifat mı? Eğer iki insan arasında bu davranışlardan biri ya da birileri varsa, ya çok iyi bir arkadaşsınız, ya sadece arkadaşsınız (dost değil), ya da sevgilisiniz. Çok iyi bir arkadaş ve sadece arkadaş arasındaki ironi karar verme adına işleri çok zorlaştırıyor. Çok iyi arkadaşsınız, çünkü davranışları arkadaşınızın ihtiyacı olduğu için gerçekleştiriyorsunuz. Kötü bir gün geçiriyordur, sevgilisinden ayrılmıştır, beklemediği derecede kötü bir not almıştır. Bu gibi durumlarda arkadaşınızın yanında olup destek olursunuz. Ama bazen destek olmak içimizden gelmez, tarzımız değildir oturup sıkıntıyı paylaşmak.. yani olduğumuz gibi davranırız, içimizden geldiği gibi. Peki bu durum bizi ne yapar? İyi bir arkadaş yapmaz herhalde.. İçinizden gelmese bile destek olursunuz, artık sahte bir karaktere bürünmüşsünüz bu durumda arkadaşınız(!) sizi bu duruma düşürdüğü için gerçekten arkadaşınız mıdır? İroniyi ortadan kaldırmak için bazı kavramlar mevcut elbette. Fedakarlık, sevgi, dostluk.. Herhalde bu sözcükler,ifade ettikleri duygularla sizi rahatlatır. İşin özü bana göre şudur, fedakarlık içinizden geliyorsa bunu durup düşünmezsiniz bile, sadece yanında olursunuz işte bu bazılarına göre dostluk, bazıları içinse aşktır.

"Gönüllülük" doğru kelime değil ama ilk akla geleni...

Netice olarak benim söylemek istediğim her zaman dürüst olun, siz olun (Ben kimim ki akıl verme çabasına giriyorum oda ayrı konu). O zaman dünya sizin ve çevrenizdekiler için daha yaşanır hale gelecektir..