15 Ekim 2011 Cumartesi

Einstein Kafası | Konuk Yazar

Adını tam olarak bilmediğim bir dersteyim şu an. Esasen sadece bedenim bu dersin yoklamasını dolduruyor.

Olur öyle bazen, bulunduğunuz konum, sahip olduğunuz et ve kemik kütlelerinin bulunduğu yer olmayabilir. Zihnin bulunduğu yer önemlidir. Ama sorun şu ki manen de bir yerde sayılmam.

Karmakarışık düşünceler içinde dolaşıp duruyorum. Konacak bir dal, konsantre olacak bir konu bulamıyorum. Pek sağlıklı düşünemiyorum o yüzden. Cevaplarının beni hiç ilgilendirmediği sorular beynimin kıvrımlarında karnaval havasında geçit yapıyorlar. Cevaplamaya çalışıyorum olmuyor.

Bir şeyler yazıyorum, beğenmiyor karalıyorum üstünü. Sonra karar değiştiriyor, aynı cümleleri baştan yazıyorum üstü karalanmış kopyalarının yanına.

Bir ara Einstein'ın adını duyar gibi oluyorum, aklıma ilk olarak o meşhur, dili dışarıda, dağınık saçlı fotoğrafı geliyor nedense, gülüyorum kendi kendime. Kaldırıyorum kafamı sınıf hararetle tartışıyor, fikirler havada çarpışıyor adeta.
Ne konuşuyorlar ? Einstein ile ilgisi ne en ufak bir fikrim yok. Dalıyorum tartışmaya balıklama, saçmalıyorum biraz, karıştırıyorum ortalığı, konu değişiyor. Benim saçmalıklar benim olmaktan çıkıp, tartışma konusu oluyor ve uzatıyor tartışmayı.


Neden bilmiyorum ama seviyorum karışıklıkları, ufak çaplı kaosları.

Bir an ayağa fırlayarak sınıf içinde depar atmak, kapıyı açıp koşarak uzaklaşmak sonra tekrar yavaş ve sessizce geri gelip, hiç bir şey söylemeden, hiç bir şey olmamış gibi sırama oturmak istiyorum. Sonra ondan da vazgeçiyorum.

Yine dönüyorum sınıftaki kızların birinden aldığım, yarısı karalanmış A4 üme. Biraz da buraya saçmalıyorum.

Deliriyor muyum acaba ?
Hiç sanmam, boşluktayım sadece.

Dedim ya olur öyle bazen. 



Dostum M.Furkan GÜRSES 'e yazısından dolayı teşekkür ederim !