2 Haziran 2011 Perşembe

Yeni Dünya Düzeni !!!

Bugün ki yazı çok iddialı olacak kanaatimce. Size yeni bir dünya düzeni vaat, ya da siz o dünyayı kendi kendiniz "hak edeceksiniz". Yazım George ORWELL'in 1984 adlı eseri okuyanlara tanıdık gelecek. Eğer okuduysanız Winston'un, sizin tasvir ettiğiniz dünya olduğunu göreceksiniz.. Tam değilse de kısmen.

İpucu veriyorum.. "SAVAŞ BARIŞTIR   -   ÖZGÜRLÜK KÖLELİKTİR   -   CAHİLLİK GÜÇTÜR"

Bu sloganlar "GERÇEK BAKANLIĞIN" a  ait.. Evet Gerçek Bakanlığı. Bununla da sınırlı değil bakanlıklarımız. Sevgi Bakanlığı, Varlık Bakanlığı ve Barış Bakanlığı.. Sloganlara daha sonra döneceğiz.

Bakanlıklarımız sıra dışı olmasıyla birlikte çok yararlı. Bu sayede insanların beynine çip yerleştirmeden onları kontrol edebilme gücüne erişmiş oluyoruz. Ben dikte tarafından bakıyorum şu anda olaya, sizde o taraftan okuyorsunuz.. Paraya gerek yok, biz olayı değiş tokuşa götürürüz. Bazı durumlarda ise kupon dağıtırız maaş olarak çalışan kesime, onu kullanırlar.. Vatandaşlarımızı izlemek ve dinlemek yasal artık. İyiliklerinizi düşünüyoruz, her şey sizler için diyoruz. Onun için evinizdeki her odaya sizi izleyen ve dinleyen aygıtlar yerleştirdik. Her an sizi takip edebiliyoruz. Sizlere yakın olmak istiyoruz çünkü bizim için önemlisiniz. Sizlerle her gün bu aygıtlar iletişime geçiyoruz. Sizlere hikayeler ve sloganlar empoze ediyoruz. Niye, sizin için.. "Sizin için" ilk öğrettiğimiz.. Sizleri her sabah 7.00 da kaldırıyoruz.. Televizyonunuzda uygulamanız gereken hareketler gösteriyoruz.. Neden mi? Ee sağlıklı yaşayın diye.. Savaş için zinde kalın diye değil herhalde! (Savaş Barıştır). Eviniz, kalenizdir.. dışarıya karşı koyabilecek güçte misiniz? Biz sizin yerinize hallederiz..

Savaş Barıştır. Ölen onca askerlerimiz barış için, sizin için öldüler.. E savaş kötüdür diyecek haliniz yok ya barış için savaşıyoruz. Sizin için diyoruz demesine ama hepiniz içten içe biliyorsunuz halkımız devletimiz içindir..Bu sayede savaşlarımızı meşru kıldık, olması gerekeni gerçekleştirdik. Savaştık, savaştık ki gücümüzü herkese gösterdik.

Özgürlük köleliktir. Tüm özgürlükleriniz bizim güvencemiz kapsamında. Tabi sadece kapsamında değil ayrıca kontrolünde.. Biz size ne kadar sunarsak siz o kadarını kullanmak durumundasınız. Anlamanız gereken, özgürlük sunmuyor isek, kullanmanıza gerek yok demektir. Özgürsünüz, çünkü her gün sizin için tarihi yeniden sıfırlıyoruz. Her gün 0.0.0000 tarihinde uyanıyorsunuz. Var olan yazılı tarihi yok ettik. Sözlü tarihi konuşmayı ise kesin bir dille yasakladık ve idamı geri getirdik. Sizin için sonsuzluk özgürlük sağladık. Geçmişle bağınızı kopardık ve ufkunuzu geleceğe açmanızı sağladık. "Bizim geleceğimize". Biz sizin yerinize onuda düşündük ve hallettik.Sizin için.. Yazılı tarih olmadığı için günce tutmanız veya düşüncelerinizi kağıda dökmenizi yasakladık. Yazı için gerekli olan araç-gereçleri ortadan kaldırdık. Sonsuz Özgürlük için.. Bu paralelde düşünmeyi de yasakladık.

Yasaklarla yetinmedik, dildeki bazı kelimeleri maniple edip anlamsızlaştırıldı. İsyan kavramı olmadan nasıl isyan edersiniz ki demedik. Onun yerine Sevgi kelimesini yok ettik. Bakanlığını kurduk. Ama bakanlığın sevgi anlayışını yazıdan az çok anlamışsınızdır. Duygu ve düşünceleriniz zaaflarınızdır. Onların size yön vermesini engelleyin dedik. Duygu ve düşüncelerin tamamını değil elbet.. Nefreti sizin için öncelikli hale getirdik, maniple etmeden tam manasıyla.. Tek başınıza üstesinden gelemeyebilirsiniz, onu da düşündük ve düşünce suçu güvenlik kollarını oluşturduk.

Gerçek bakanlığı ile gerçekleri, sevgi bakanlığı ile sevgi terimini, varlık bakanlığı ile varlık kavramını, barış bakanlığı ile barışın anlamlarını değiştirdik. Yanlış olanı düzelttik(!).

Tüm bunları yerine getiriyorsanız: "Cahillik Güçtür." ve gücümüzü sizlerden alıyoruz. Siz güçlüyseniz bizde güçlüyüz.. 

Rica etmiyoruz!! İstiyoruz.. Sizin için..    

Peki biz halk olarak ne diyoruz?

-Adamlar HAKLI BEYLER!!  Ütopya Halkı olarak..


Elbette yazımın başında dediğim gibi böyle bir dünya vaat etmiyorum ve istemiyorum. Hiçbirimiz istemiyoruz.. Hatta nefret ettik bu dünyadan.. Şunu söylemek isterim ki: Düşünün, sorgulayın, kayıtsız şartsız kabul etmeyin..(dininiz hariç tabi). Unutmaya yüz tutmuş duygularımızı ortaya çıkarın. Hayatı anlamaya, onu anlamlı kılmaya çalışın. Hayat o zaman daha güzel işte...


(Dipnot: Güncel hiçbir olay baz alınarak yazılmamıştır. Ama isteyen üstüne alınabilir, özgürlük böyle bir şey...)